Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Konseyi’nin akabinde açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta bir televizyon programında tartışmaya davet eden CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN BU TÜRLÜ BİR BOŞ VAKTİ YOK”
Konuyla ilgili olarak Çelik, Sayın Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etsin, sayın Cumhurbaşkanımızın karşısına çıksın, bekliyoruz. Televizyon programında tartışalım diyor. Bir sefer Cumhurbaşkanımızın bu türlü bir boş vakti yok. Toplumsal medyada bir görüntü var, ‘Bunun fabrikası yok’ diyor. Artık güldürüyü geçti bu. ‘Karşımı çıksın’ diyorsa sayın Kılıçdaroğlu’nun bir an önce adaylığını ilan etmesini bekliyoruz.” dedi.
“SEÇİMLER TÜRKİYE’DE YAPILACAK, HABERİ OLSUN”
Kılıçdaroğlu’nun İngiltere ziyaret hakkında ise Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu İngiltere’ye gidiyormuş, seçimler Türkiye’de yapılacak haberi olsun. Kendisinin bir an önce adaylığını ilan etmesi kendisi açısından en dengeli iş olacaktır, şayet tutarlılık arıyorsa.” sözlerini kullandı.
Ömer Çelik’in açıklamalarından satırbaşları:
Ulusal vesayetin yan ısıra bölgesel vesayetle Türkiye Cumhuriyeti’ne hürmetler düzenlendi. Bunların başta gelenleri terör ataklarıdır. Fiziki terörün gerisinde bölgemizi ve ülkemizi maksat alan birtakım gayeler vardır. Ülkemizi ve bölgemizi siyasi mengeneye sıkıştırılmaya çalışan terör olgusu da bir vesayet olarak geldi. Devlet yapımıza kast eden bölgesel vesayetin fiziki olan değil onun gerisinde önemli çaba ettik.
“KÜRESEL SEVİYEDE ÜZÜCÜ OLAYLAR OLDU”
Bütün insanlığın başında olan bizi de etkileyen global vesayet var. Buna karşı global adalet, eşitlik daveti manasında ‘dünya beşten büyüktür’ diye karşı çıkıyoruz. Bölgesel ve global vesayete karşı çaba Türkiye’nin kendine has siyasetlerini uygulama konusunda daha güçlü ve donanımlı hale getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti memleketler arası olaylarının kilit ülke pozisyonundadır. Cumhuriyetimizin yaş alıyor lakin asla yaşlanmıyor. İnşallah bu kararlılıkla 100. yılla buluşmaya hazırlanıyoruz.
Küresel seviyede birkaç üzücü olay oldu. Somali’de terör hücumunda hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Güney Kore’de şenlikte yüzlerce insan hayatını kaybetti, Hindistan’da köprünün çökmesi sonrasında hayatını kaybedenler oldu, taziyelerimizi iletiyoruz.
MEVLÜDE GENÇ’İN HAYATINI KAYBETMESİ
Acı bir kaybımız var, Mevlüde Genç hayatını kaybetti. Solingen’de sembol oldu. ‘Acımı kalbime gömüyorum’ dedi ve barışın, uzlaşının sembolü oldu. Hayatını son nefesini verirken kadar bu formda geçirdi. Kendisine karşı AK Parti olarak son görevimizi yapmak için arkadaşlarımız orada bulunacak.
Mevlüde Genç acısını bile hür bir halde yaşayamadı, kendi kendine kısıtlar koydu. Kâfi ki yeni jenerasyonlar bir arbede içerisine girmesin diye. Bu abidevi, soylu bir davranış. Bir annenin acısını bile yaşayamaması, kızlarını, torunlarını ve yeğenini kaybetmişken. Bu her vakit ve her yerde bütün insanlığa örnek olacak sembol bir isim olarak yaşadı.
Alman şansölyesinin yaşanladığı iletisi son derece manalı ileti, Türkçe ‘başınız sağolsun’ diyerek Mevlüde hanımı son seyahatinde onu selamladı. Bu acıya yol açan faşist katillerin ve ardındaki eko sisteminin, İslam ve Türk düşmanlığına kadar bütün bu nefret cürümlerinin da kınanması gerekir. Türk, İslam düşmanlığına karşı faşist katillerin öldürme saikiyle hareket ettiği eko sisteme güçlü bir tutum alınması gerekiyor. Hasebiyle bunu çok daha duymak istiyoruz.
TOGG OTOMOBİLİ
Diyarbakır annelerine bir defa daha selamlarımızı gönderiyoruz. Her birinin evlatlarına kısa müddette çalışmalarını temenni ediyoruz. TOGG arabasının üretime geçmesiyle birlikte İhtilal arabasının nasıl engellendiği, Türkiye’nin geçmişte oyun değiştirici olarak içinde bulunduğu kesimlerde nasıl engellendiği. Türkiye’nin 60 yıldır hayalinin gerçekleştirilmesi herkesin sevinci oldu.
Tabii ki sevinemeyenler var. Bunlar millletin yeterliliğinden keyifli olmayan travmatik tipler. Bu travmanın tedavisi yok. Türkiye Yüzyılı toplantısının çabucak ardında somutlaşan bir öge olarak TOGG gündeme geldi. Ardında aslıda büyük bir özgüven ihtilalini saklıyor. Büyük reformcu dönüşüm herkes için özgüven ihtilalini ortaya koydu.
Biz yapabiliriz duygusu, yıllarca geri planda kalmış pek çok şeyi açığa çıkardı. Cumhurbaşkanımızın daima olarak genç kardeşlerimize bu özgüveni aşılamasını güçlü projelerde görmeye başlamamız da çok sevindirici.
TSK’YA İFTİRA ATILMASI
Türkiye ulusal güvenliğine dönük tehditleri konusunda uzun ve kapsamlı tecrübeye sahip. Dünyadaki bir ekip kara propaganda merkezleri de eskisi kadar bu merkezleri harekete geçiremiyorlar. Terör örgütünün nasıl bir propaganda ağına görmek açısından TBMM çatısı altında misyon yapan birilerinden sivil toplum örgütleri tarafından birden teğe bunun gündeme sokulmaya çalıştığını gördük.
Bir ordunun karşı karşıya kalacağı en ağır kabahattir. TSK üzere hassasiyeti çok yüksek olan orduya karşı bunu yaptığınızda bu provokasyondur. Bunun söylenmesinin fikir hürriyetiyle ilgisi var mı yok mu diye temelsiz bir tartışma yapıyor. TSK’nın kimyasal silah kullandı diye bir aşağılık iftiranın dillendiriyor olması bu nefret cürmü mu, tabir özgürlüğü mü? Bu alandaki tekelci yapıların bu alanda kurulmuş tekelci hegomonyaların kırılması bakımından düzenlemeleri, o alanın demokratikleşmesi bakımından gündeme getireceğiz.
DİYARBAKIR’DAKİ ETKİNLİKLER
Türkiye’nin temel yüzünü gösteren, kültürel hayatın canlılığını gösteren pek çok aktiflik yapıldı. Kültür Bakanlığımız kültür yolları şenliği yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bağlantı Bakanlığımızın aktiflikleri çok ilgi çekti. Diyarbakır’da 35 farklı yerde 600’den fazla aktiflikte 20 binden fazla vatandaşımız sanatkarlarla buluştu.
Geçmişte terör yolu olarak nitelendirilen birtakım yerlerin bugün kültür şenliği yolu haline gelmesi, nereden nereye gelmesi bakımından son derece değerlidir. Bütün bunların güvenliğin sağlayan polis, jandarmamız, hudut dışındaki silahlı kuvvetlerimizin terörün sökülüp atılması bakımından nereye geldiğini göstermektedir.
YUNANİSTAN’IN GÖÇMENLERİ GERİ İTMESİ
Yunan kıyı güvenlik güçlerinin 46 bin göçmeni geri ittiğini, 46 bin kişinin hayatını bile isteye mevte attığı görülmüştür. Üstelik bütün bunların içerisinde Avrupa Frontex’i dediğimiz Avrupa Hudut Birliği bu aksiyonları gözünün önünde gerçekleşirken görmezden geliyor. Ortaklaşa işlenen kabahatler insanlığa karşı işlenmiş hata kapsamındadır.
TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI
Tahıl koridoru muahedesi sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu inisiyatifle gerçekleşmişti. Rusya muahedeyi askıya aldığını ya da çekildiğini söz ediyor. Bundan büyük bir hüzün duyduğumuzu söz etmek isterim. İstek ve temenni ediyoruz ki, tekrar bu mutabakat işlerlik kazansın. Karadeniz tahıl teşebbüsü 9 milyondan fazla besinin öteki insanlara ulaşmasını sağladı. Bu iradenin güçlü tutulmasını temenni ediyoruz.
İstanbul’da 4-5 Kasım tarihlerinde 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu gerçekleştireceğiz. Buna sayın Cumhurbaşkanımız da katılacak ve konuşacak. Genel olarak 21. Yüzyılın Krizleri ve Siyasetin Geleceği, Siyasette Etik Kültür ve İdeoloji. 21. Yüzyılda Siyasal Kurumlar, Dijital Çağda Siyaset ve Medya, Yeni Güç Savaşları, Ekonomi ve Güç Siyasetleri, Global ve Jeopolitik Riskler, Terör ve Güvenlik gibisinden son derece kapsamlı forum gerçekleştireceğiz.
CHP’LİLERİN MAHKEMEDEKİ TEPKİSİ
Mahkeme basmanın Meclisi basmadan farkı yok. Orada vekillerin mahkemeye dönük saygısızlığı kabul edilemez. Yargıçlara dönük hakaret ederek, ucuz kabadayılık olarak hal ortaya koyulması, barbarca hal olmuştur. Meclise yapılan hakaretten mahkemeye yapılan hakaretin hiçbir farkı yok. Meclis üyelerinin TBMM’yi temsil konusunda kimi standartlara uyması gerekiyor. Son derce saldırgan, yakışıksız, üslupsuz bir durum olmuştur.
FRANSA
PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin inşaat tekniği incelendiğinde bunu direkt Fransız Lefarge firmasının yaptığı ortaya çıkmıştı. Bunu mahkemeye götüren sivil toplum örgütü, bunun Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde yapıldığını söylemişti. Dayanakla ilgili dava devam ederken bunun insanlığa karşı kabahat olduğuna dair sav mahkemede düşürüldü. Daha sonra temyize götürülmesi vasıtasıyla insanlığa karşı cürüm olarak yargılanmasının önü açıldı. Lafarge firması yetkilileri DAEŞ’e dayanak verdiklerini açıkladılar. Böylesine utanç verici bir şey olabilir mi?
Halen Macron hükümetinden açıklama yok. Fransa iç siyasetinde de bu tartışılıyor ve eleştiriliyor. Bir terör örgütünü öteki terör örgütüne karşı kullanırsanız öteki tablolarla karşı karşıya kalırsınız. Fransız hükümetinin bu firmanın terör örgütüne verdiği takviyeler konusunda açıklama yapması gerekir.
İSVEÇ
İsveç’le ilgili açıklamaları hayata geçene kadar kâfi bulmuyoruz. Biz çok şık, estetik tabirler duyduk, fakat sonuç itibariyle o ülkenin sokaklarında terör örgütünün hareketleri hepimizin şahit olduğu olaylar olarak öne çıktı. İsveç’in bu açıklamaları güzel lakin hayata geçmesini diliyoruz.
Hazine yardımı sorunu dünyanın her tarafında demokrasinin vazgeçilmez ögesi olan siyasi partilerin güçlenmesi ve faaliyetlerini rahatça yapabilmeleri için üretilmiştir. Bunlar insanlığın deneyimi içerisinde, siyasetin deneyimi içinde ortaya konulmuş, siyasi faaliyet yapma özgürlüğünü yapmaya dönük yaklaşımlardan bir adedidir.
Teröre dayanak veren, Hazine yardımını kanunların dışında kullanan rastgele siyasi parti kelam konusu olduğunda buna karar verecek olan mahkemelerdir. Bu bahisteki siyasi tenkitlerimizi devam ettiriyoruz. Terör üzere iltisaklı mevzularda kullanılmasını önleyecek önlemler mevcuttur.
News
