Uzun yıllar sivil toplum örgütlerinde vazife yaptığını belirten Adnan Dalgakıran “Makine İhracatçılar Birliği Başkanlığı, TİM İdare Konseyi Üyeliği, TÜBİTAK Bilim Konseyi üyeliği misyonlarını yürüttüm. Uzun müddettir İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyeliği misyonumu sürdürüyorum. Bir periyot de İSO’da ikinci başkanlık misyonunu yürüttüm. Bu süreçlerde başkanlığını yaptığım kurumlarda evvel gaye belirledik, sonra bu gayelere yönelik stratejileri oluşturduk ve bunların değerli bir kısmını gerçekleştirdik” halinde konuştu.
DOĞRU STRATEJİ VE TERTİP GEREKİYOR
Makine İhracatçılar Birliği Lideri olduğunda Türkiye’nin 2 milyar dolara yakın ihracatı olduğunu, bugün ise ihracatımızın 30 milyar dolara dayandığını söyleyen Adnan Dalgakıran, İstanbul Sanayi Odası’nın 70 yıl evvel kurulan Türkiye’nin en esaslı iş örgütlerinin başında geldiğini lisana getirdi. Amacı olmayan gemiye hiçbir yelkenin hiçbir rüzgarın yardım edemeyeceğini söz eden Dalgakıran “Bir şeyler yapmayı seviyoruz. Ancak eksiklerimiz var. Maksatları yanlışsız koymak, o gayelere yönelik stratejileri geliştirmek, bu stratejileri hayat geçirmek için de el birliği ile işbirliği içinde yanlışsız tertipleri kurmak gerekiyor” dedi.
Kaynakları çok daha verimli kullanmak noktasında çok daha aktif kullanmak noktasında yapılması gereken çok başlık olduğunu belirten Dalgakıran kelamlarını şöyle sürdürdü: “İşte bunların hepsini yapabilmek için İstanbul Sanayi Odasını geçmişte sahip olduğu aktifliğe ve güce ulaştırabilmek, hatta o günkünden bile daha üste çıkarabilmek için İSO Başkanlığına aday oldum. Yanlışsız tertip, hakikat maksat, gerçek strateji gerekiyor. Şeffaflık ve paydaşları bu strateji ve amaçlara inandırmak ve kuvvetleri birebir tarafa hareket ettirmek son derece kıymetli ve kritik. Yapacağımız yapmak istediğimiz çok şey var. Nitelikli bir takım, liyakatlı bir takımla bütün bunları gerçekleştirmek, endüstride yeni bir devri başlatmak ve daha nitelikli, daha katma bedel üreten bir endüstriyi oluşturmak istiyoruz. Yalnızca üretim anlayışının değil ürettiklerimizi daha kaliteli, verimli ve kıymetli hale getirebilmek gerekiyor. Türk Endüstrinin markalaşması gerekiyor. Bütün bunları gerçekleştirmek içinde İSO idaresine arkadaşlarımızla birlikte talibiz.”
SORUNLARIN TAHLİLİ İÇİN HIZLI TEPKİ GEREKİYOR
Sorunların ilgili mercilere iletilme sürecinin çok hantal ve problemli olduğunu söz eden Dalgakıran, “Bugünkü sistemde alandan gelen sıkıntılar evvel komitelere gidiyor. Bu problemler komitelerde değerlendirildikten sonra komiteler bir karar alıyor ve İSO idaresine bildiriliyor. Çok merkeziyetçi bir yaklaşım var. İSO da bu problemleri denetlendikten sonra birçok merciye gidiyor. Şayet İSO bir şirket olsaydı ve sıkıntıları şirket bu silsile ile çözmeye kalksaydı, o şirket günde 3 kez batardı. Odaların aktifliğinin zayıflamasının ana nedeni bu süreçlerdir. Zati 21. Yüzyıl sürat yüzyılı. Değişim ve gelişim çok hızlı. Münasebetiyle şirketlerin de kurumlarında çok hızlı bir halde tepki vermesi gerekiyor” halinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN SANAYİ STRATEJİSİNİ OLUŞTURACAĞIZ
İSO’nun bu değişimin dışında kalamayacağını ve odaların birinci vazifesinin üyelerinin sorunlarını çok büyük bir hızla çözmek olması gerektiğini belirten Adnan Dalgakıran “En kıymetli bahislerden biri de sanayi stratejisi,İSO’nun bir sanayi stratejisi var mı? Biz bunu meclisteki arkadaşlarımıza sorduğumuzda hiç biri bunu bilmiyor. Ben de bilmiyorum. Birinci yapmamız gereken iş tüm Türkiye’deki sanayicilerle birlikte Türkiye’nin sanayi stratejisini oluşturmaktır. Bu bizim için olmazsa olmaz şarttır. Bütün sanayicilerimizin kabullendiği bir çalışmayı ortaya çıkardıktan sonra bunun gerisinden kamuoyu dayanağını de alacağız. İSO’nun işi endüstrinin lobisini yapmaktır” biçiminde konuştu.
Dalgakıran kelamlarını şöyle sürdürdü: “Türkiye üreten bir sanayi ülkesi mi olacak? Yoksa diğer hallerde mi iktisadını geliştirecek? Evvel bu karar yanlışsız bir halde verilmeli. Verimlilik sorunumuz var. Sanayimizin verimliliğine baktığınızda Almanya’nın 3’te biri kadar, Danimarka’nın 5’te biri kadar olduğunu görüyoruz. Bunun için bir verimlilik enstitüsü kurulması için çalışmaları başlatacağız. Ölçülebilir, izlenebilir, paylaşılabilir süreçler yaratmak ve İSO tarafından oluşturulan bu bilgiyi bütün endüstrinin hizmetine sunmak istiyoruz. Verinin her şey olduğu çağımızda kurumun olabildiğince yararlı ve kıymete dönüşen veri üretmesi gerekiyor.”
News
