0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

21 yıl sonra çözülen cinayetin şüphelisini “765 sayılı kanun” kurtarmış

Avukat Buyruk Akpınar:

“Verilen karar gerçek ancak kamu vicdanını rahatlatmadı”

KAYSERİ – Kayseri’de 21 yıl sonra çözülen cinayetin şüphelisinin evrakın vakit aşımına uğraması münasebet gösterilerek hür bırakılmasını hukukçular yorumladı. Avukat Buyruk Akpınar, hatanın işlendiği 2001 yılındaki kanunda vakit aşım mühletinin 20 yıl olarak belirlendiğini söyleyerek, “Verilen karar yanlışsız ancak kamu vicdanını rahatlatmadı” dedi.

Edinilen bilgiye nazaran, geçtiğimiz 28 Mayıs’ta Altınoluk Mahallesi sonları içerisinde bulunan Yılanlı Dağı’ndaki su kuyusunda beşere ilişkin kemiklerin olabileceği ihbarını pahalandıran Vilayet Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Ofis Amirliği grupları çalışma başlattı. Yaklaşık 8 metre derinlikteki kuyuya itfaiye yardımı ile inen takımlar, kuyudan beşere ilişkin kemikler ile bayan çantası çıkardı. Çantanın içerisinde bulunan Ayşe Kavak’a ilişkin kimlik ile ilgili araştırma yapan Cinayet Ofis Amirliği grupları, Kavak için 21 yıl evvel kayıp başvurusu yapıldığını belirledi.

Cinayet aydınlatıldı

Olayın akabinde soruşturmayı derinleştiren cinayet dedektifleri, o devirde Ayşe Kavak’ın gasp edilen cep telefonunu takibe aldı. Gruplar, telefonda bulunan sim kartın değiştirildiğini ve telefonu çoban olduğu öğrenilen M.A.’ya ilişkin olduğu tespit edilen sim kartla kullanıldığını belirledi. Düzenlenen operasyonla gözaltına alınan M.A., belgenin 20 yıllık vakit aşımına uğraması sonucu emniyetteki süreçlerinin akabinde özgür bırakıldı.

“Verilen karar yanlışsız ancak kamu vicdanını rahatlatmadı”

Haberin akabinde kamuoyunda verilen karara reaksiyon gösterilirken, hukukçularda kararı yorumladı. Avukat Buyruk Akpınar, cinayet şüphelisinin polis takımları tarafından başarılı bir operasyonda 21 yıl sonra yakalandığını ancak hür kaldığını hatırlatarak, “Verilen bu karar karşı kamuoyunda önemli yansılar oluştu. Verilen bu karar hukuka uygundur. Sebebi ise cürüm tarihi olan 2001 yılında yürürlükte olan yasa kararı 765 satılı Türk Ceza Kanunu vardı. Bugün hali hazırda yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 2. Kısmında “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. Hususunun 2. Fıkrasında “suçun işlendiği vakit yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların kararları farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” kararı yer almaktadır. Buradan hareketle bakmamız gereken konu, hata tarihi olan 2001 yılındaki dava vakit aşım müddetinin ne olduğudur. 765 sayılı TCK’nın 102. Unsurunda dava vakit aşım müddetlerine değinilmiş. Bu unsurun 1. Fıkrasında “ağırlaştırılmış müebbet ağır mahpus ve müebbet mahpus cezalarında 20 yıllık vakit aşımı uygulanır” kararı yer almaktadır. Mevcut unsur de ise ağırlaştırılmış kabahatlerde 30 yıldır. “Kasten adam öldürme” kabahatinden bugün emsal bir cürüm işlendiği vakit zaman aşımı müddeti 30 yıl olacaktır. Lakin kentimizde yaşanan olayda olayın 2001 yılında gerçekleşmesi, olay tarihindeki dava vakit aşımı mühletinin 20 yıl olması sebebiyle ve mevcut yasal düzenlemedeki lehe olan kanun mahkumlarının uygulanması nedeniyle kuşkulu özgür bırakılmıştır. Karar mevcut yasal düzenlemeler mucibince hukuka uygundur. Burada eleştirilmesi gereken hadise kamu vicdadını rahatlatan bir gelişme olmamasıdır. Bunun yetki alanındaki kısım ise büsbütün kanun koyucudur” halinde konuştu.

“Kamu vicdanı açısından kelam konusu işlenen kabahatlerde vakit aşımı mühleti kaldırılmalıdır” diyen Akpınar, “Sonuç olarak insanlığa karşı işlenen cürümlerde direkt kamu sisteminin gaye alındığı göz önüne alınarak, misal işlenecek kabahatlerde vakit aşımının direkt kaldırılması gerekmektedir. Bugün benzeri bir kabahat işlendiği vakitte dava vakit aşımı mühleti 30 yıl olacaktır. 31. Yılında kelam konusu şüphelinin yakalanması halinde ise tekrar benzeri bir formda hür bırakılacaktır. Bu nedenle kamu vicdanını tatmin etmesi ismine bilhassa kamu vicdanı açısından kelam konusu işlenen cürümlerde vakit aşımı mühleti kaldırılmalıdır” diye konuştu.